Protein Turnover Nedir?
Protein turnover, protein sentezi ve protein bozunması arasındaki dengedir. Eğer protein sentezi bozunmaya kıyasla daha fazlaysa, bu yağsız dokuların oluştuğu anabolik bir durumu gösterir. Diğer yandan bozunma sentezden daha azsa, ortaya yağsız kas dokularının yakıldığı bir durum çıkar. D.S. Dunlop'a göre beyin hücrelerinde ortaya çıkan protein turnover, diğer ökaryotik hücrelerle aynıdır ancak "beyne özgü ya da türe özgü kontrol edici ve düzenleyici yönlerin bilinmesi, beynin işlevini anlamada önemli bir unsur" demektir. Protein turnoverin, insanlar da dahil olmak üzere tüm yaşlanan organizmalarda yaşla birlikte azaldığı düşünülmektedir. Bu da doğal olarak, vücuttaki hasarlı protein miktarında bir artışa neden olur. Dört hafta boyunca düzenli yapılan aerobik egzersizin, daha önce sıkıntı yaşayan bireylerde iskelet kaslarındaki protein turnoverini arttırdığı gösterilmiştir. Protein seviyesi yüksek bir diyet, dayanıklılık egzersizleri yapan sporcularda tüm vücut turnoverini arttırır. Bazı vücut geliştirme supplement markaları, vücuttaki katabolik hormon sayısını azaltarak veya engelleyerek protein parçalanmasını azalttığını iddia eder. Bu durumun aynı zamanda anabolizmayı da arttırdığı düşünülmektedir. Bununla birlikte, protein parçalanması çok düşük seviyelere indiğinde, vücut egzersiz sırasında hasar gören kas hücrelerini atamayacak ve bu da kas hücrelerinin büyümesini engelleyecektir.
Protein Turnover Nasıl Olur?
Eski proteinler vücutta parçalandıklarında değiştirilmeleri gerekir. Bu kavrama protein turnoveri denir. Farklı protein türleri çok farklı turnover hızlarına sahiptir. Protein sentezi ribozomlar üzerindeki çeviri işlemi sırasında meydana gelir. Protein parçalanması genellikle iki hücresel lokasyonda oluşur: Lizozomal proteazlar endositlenmiş proteinleri sindirir. Proteazom olarak adlandırılan sitoplazmik kompleksler ise, yıkım için ubiquitin ile etiketlenmiş daha eski veya anormal proteinleri sindirir.