L-Carnitine Yan Etkileri Nelerdir?
Carnitine, yağ asitlerinin yakılmak üzere mitokondriye taşınmasını sağlayarak enerji seviyelerini arttırmaya yarayan bir amino asit çeşididir. Bu nedenle, çoğu insan yağ tüketimini artırmak için kilo verme takviyesi olarak carnitine kullanır. Carnitine'in iki formu (ya da izomeri) vardır: l-carnitine ve d-carnitine. L-carnitine, enerji metabolizması ve üretiminde rol oynayan aktif formdur. Vücutta üretilir, ancak aynı zamanda bir takviye olarak ya da proteinli gıdalarla beslenme yoluyla da alınabilir. Takviye formu piyasada, kapsül, sıvı hatta enjekte edilebilir olarak bulunabilir. L-carnitine eksikliği, yetersiz alım, ishal ya da diyaliz yoluyla fazla kilo kaybı, karaciğer rahatsızlıkları, bazı ilaçların kullanımı ve bazı genetik bozukluklardan kaynaklanabilir. Birçok kişi l-carnitine'i kilo verme ve yağ yakma süreçlerini hızlandırmanın bir yolu olarak görüyor olsa da, l-carnitine'in beyin fonksiyonlarını arttırmak, kas hasarını önlemek, kan şekerini düzenlemek ve vücut dayanıklılığını arttırmak gibi yararları vardır. Her üründe olduğu gibi l-carnitine’in de çeşitli yan etkileri mevcuttur. Bunlardan en önemlileri sindirim sistemi rahatsızlıkları ve kötü vücut kokusudur. Oregon Devlet Üniversitesi Linus Pauling Enstitüsüne göre, carnitine'in yan etkilerinin ortaya çıkma riski genellikle düşüktür. Yine de, carnitine takviyesi kullanımı kramplar ve mide bulantısı da dahil olmak üzere gastrointestinal rahatsızlıklara neden olabilir.
L-Carnitine Zararları Nelerdir?
Ayrıca carnitine takviyesinin potansiyel bir diğer yan etkisi, kötü vücut kokusudur. Günde 3,000 mg'dan fazla alınan dozlar sonrasında bu etkinin oluşabileceği belirtilmektedir. Kalp hastalığı, periferik damar hastalığı, kronik yorgunluk ve erkek infertilitesi gibi durumlarda, yan etkilerden kaçınmak için günlük üst sınır olarak da bu miktarın kullanılması önerilir. Bunlarla birlikte, 2013 yılında yayınlanan ve carnitine'in kalp rahatsızlığı riskini artıracağını ileri süren bir çalışmadan dolayı bu konu tartışmalıdır. Ancak, bu araştırma aslında kırmızı et yemenin kalp rahatsızlığı riskini arttırdığını göstermemiştir. Kalp rahatsızlığı ile ilişkili ancak aslında direkt sebep olup olmadığı henüz kanıtlanmamış, TMAO olarak bilinen bir maddede geçici bir artışa neden olduğunu göstermiştir. Başka bir deyişle, et yemenin her koşulda tüm insanlarda kalp rahatsızlığı riskini arttırması, olası bir hipotez değildir. Araştırmalar sonucunda, kırmızı et tüketimi ile kalp hastalığı, diyabet, felç veya kanser arasında herhangi bir bağlantı bulunmaması gerçeği de bu durumu desteklemektedir. Bununla birlikte, domuz pastırması, salam ve sosis gibi işlenmiş kırmızı etlerin tüketiminin kalp rahatsızlığı riskini artırabileceğine dair kanıtlar vardır. Fakat bu gözlemin sadece kırmızı et tüketimiyle mi yoksa genel olarak sağlıksız bir yaşamla mı ilgili olduğu tam olarak netleşmemiştir.